Yazar / Fotoğraf Sanatçısı

Düşüncelerime tutunuyorum, ayakta sağlam kalıp adım atabilmek için. Mecalim kalmadığında değnek olarak yaslanmak için. Uçurum kenarında esintinin serinliğiyle rehavete kapılıp aşağılara düşmemek için…

Beni takip edin
Hakkımda

Mustafa Sabri Beşer Kimdir?

1977 yılında doğdu.  İlk, orta ve lise öğrenimini İstanbul’da tamamladı. Malezya’da 1 yıl dil eğitimi aldı. İlahiyat Fakültesi ön lisans eğitimini tamamladı. 1992-1999 yılları arasında yayın sektöründe farklı zaman aralıklarında çeşitli görevlerde bulundu. 1999-2005 yılları arasında yöneticilik yaptı.

Birçok STK’da Kültür ve Sanat ve Yönetici alanında aktif görev aldı.

Haftada iki gün yayınlanan düzenli yazılarına www.timeturk.com haber sitesinde başladı.

Metodolojik okumalar eşliğinde bölgesel olarak; yetişkinlere yönelik haftanın belirli günlerinde Kitap Tahlil ekipleri oluşturarak müzakere halkaları oluşturdu.

Ulusal boyutta hizmet veren özel bir Eğitim kurumunda Kültür Danışmanlığı ve Yazar Eğitmenliği yaptı.

Mustafa Sabri Beşer, İstanbul’da ikamet etmektedir. Aralıksız altı yıl haftada iki kez kaleme aldığı yazılarının yayınlandığı www.internethaber.com gazetesinden sonra 2021 tarihi itibariyle ayrıldı. Çarşamba ve Cuma olmak üzere haftada iki gün Star Gazetesinde Köşe Yazarı olarak makaleleri yayınlanmaktadır.

Star Gazetesi'nde ezber bozacak taraflara odaklanmış tespit ve tahlillerle yazılarını kaleme almaya çalışıyor. Sorun ya da tahlil odaklı yazılarla felaket tellallığı yapmadan, hayatiyet arz eden cümlelerle kelâmı kaleme dökmeye gayret ediyor.

Mustafa Sabri Beşer’in yazıları genellikle geleceğe dair idealist bir perspektifle ve sancıyla yazılmış; gündeme dair sosyolojik değerlendirmeler içeren ve/veya kültür-eğitim eksenli yazılar oluyor. 

“Toplum” ve “aile” ile ilgili konulara dikkate çekmeye çalışarak bu alanda çözüm yolları sunmaya özen gösteriyor. Gençlerin yaşadıkları gerek toplumsal hayata dair gerekse maneviyata dair önemli süreçlere ilişkin tespitler yaparak onlara yol gösterici tavsiyelerde bulunmaya çalışıyor.

Türkiye’nin bölgesel gücüne dikkat çekerek, başta Ortadoğu ve Türk Dünyası olmak üzere tüm coğrafyalarda yaşanan sorunlara Türkiye’nin liderliğinde çözümler bulunabileceğine dikkatleri çekiyor.

Fotoğrafçılığa merak sardı ve profesyonel eğitim alarak fotoğraf sanatıyla ilgilenmeye başladı.

Dijital araçlar üzerinden gerçekleştirilen İletişim olarak tanımlanan İnternete bağlı bilgisayar ya da akıllı cihazlarda kullanılan yeni medya mecrasında Dijital İletişim danışmanlığı yapıyor.

SATIR ARASI

Satır Arası

GAZETE YAZILARI

Gazete Yazıları

  • Can simidi, boğulmakta olan birisini kurtarmanın son çarelerinden birisidir. Eğer can simidi patlar veya işe yaramaz hale gelirse kazazedenin ölmesi mukadderdir.

    Toplum olarak son zamanlarda adeta can simitlerimizi patlatmakla meşgulüz…

    Önce size seçim karmaşası arasında kaynayan bir haberi hatırlatmak istiyorum:

    Olay geçtiğimiz hafta Salı günü meydana geldi. Yani seçimle yatıp seçimle kalktığımız günlerde.

    Bu yüzden yeterince ilgi görmedi. Ama olay vahim…

    Kocaeli'nin Gebze ilçesinde, Atatürk Anadolu Lisesi'nin Müdür Yardımcısı Necmeddin Kuyucuöğrencisi tarafından bıçaklandı. Ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan Kuyucu, kurtarılamadı.

    Gebze Atatürk Anadolu Lisesi'nde yaşanan olayda 11'inci sınıf öğrencisi F.C., henüz bilinmeyen bir nedenle Müdür Yardımcısı Necmeddin Kuyucu'yu bıçakladı. Kuyucu'yu kanlar içinde gören öğretmenler hemen ambulans çağırdı. Okula gelen sağlık görevlileri tarafından ilk müdahalesi yapılan Kuyucu hastaneye kaldırıldı. Ancak yapılan bütün müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Polis, lise öğrencisini gözaltına alırken, olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

    Bundan çok değil daha birkaç ay öncesinde de bir üniversite öğrencisikendisini kopya çekerken yakalayan hocasını odasında öldürmüştü…

    Bilmem farkında mısınız ama öğretmen öldürme olayları artmaya başladı.

    Öğretmenlere yönelik şiddet ve darp olaylarını saymıyorum bile… Onlar artık sıradanlaştı. Korkarım bu gidişle öğretmenleri öldürme olayları da sıradanlaşacak.

    Oysa ki öğretmenler bir toplumun yaşamasını sağlayan asli unsurlardandır.

    Toplumu ayakta tutar, bireyi toplum haline getirir.

    Bir toplumun can simididir adeta…

    Oysa biz bu ve benzeri can simitlerimizi çok ama çok hor kullanıyoruz.

    Öğretmene olan saygı ve sevgi adeta yok oldu günümüzde.

    Biz eskiden en çok öğretmenimize saygı duyar, en çok ondan korkardık. Hatırlarım, daha öğretmenimizi sokağın başında görür görmez ceketimizi ilikler, adeta hazır ola geçerdik.

    Anne babalarımız bizi öğretmenimize “eti sizin, kemiği bizim” diye teslim ederlerdi.

    Şimdi öyle mi ya…

    Öğretmenleri tehdit etmeler, darp etmeler, şiddet uygulamalar almış başını gidiyor. Şimdinin velileri ise öğretmenlerden hesap soruyor “sen benim oğluma-kızıma nasıl yan gözle bakarsın” deyu…

    Burada can alıcı soruyu sormak istiyorum:

    Eskiden niye öyleydi de şimdi niye böyle oldu?

    Sorumu yine ben cevaplayayım müsaadenizle:

    Eskiden evimizde televizyon, televizyonlarda Çukurvari diziler yoktu da ondan…

    Şimdinin dizileri bir acayip…

    Nasıl racon kesileceğini, nasıl çete kurulacağı, nasıl suç örgütü elebaşısı olunacağı anlatılıyor…

    Aile yapısına yönelik adeta suikast olarak düzenlenen nikahsız ilişkiler özendiriliyor…

    Yabancı kültürlerin libaslarını çekici gösterip düşüncelerimizi çalıyorlar, fikir üretemez hale geliyoruz...!

    Hayretle izlediğimiz dizilerin etkisinden pürmelalimize hayret edemez olduk…!

    Nasıl manita yapılacağı, kız tavlanacağı, “kızı”! için nasıl kavga edileceği öğretiliyor gençlere…

    Kabadayılığın kuralları öğretiliyor, silah bele nasıl takılır anlatılıyor, bele takılan silah sokak ortasında takır takır nasıl kullanılır gösteriliyor gençlere…

    Hâsıl-ı kelâm “can simitlerimizin nasıl patlatılacağı” gözümüze soka soka adeta dayatılıyor.

    Televizyon dizilerinin zararları hakkında yüzlerce, belki de binlerce yazı yazılmasına, kitaplar neşredilmesine rağmen ne hikmetse gerekli tedbirler alınmıyor bir türlü.

    Ne anne babalar, ne sivil toplum kuruluşları ve ne de devlet kurumları bu yönde bir çalışma yapmıyor.

    Özellikle televizyon kanallarını denetlemekle görevli RTÜK ve aileyi korumakla görevli bakanlık bu konuda bir adım atmış değil.

    İş işten geçmeden, can simitlerimizi daha fazla kaybetmeden bataklığın kurutulması ve ıslah edilmesi için çalışmalar yapılmalıdır.

    Yoksa öğretmen cinayeti haberleri de aileye yönelik suikastlar da sıradan haberler arasına girecektir haberiniz ola…

    facebook.com/msbeser

    twitter.com/msbeser

    instagram.com/msbeser

GALERİ

Galeri

Basından

Basından

KİTAPLAR

Kitaplar

  • Mustafa Sabri Beşer

    “Susmanın asaletiyle ve tevekkülün bitimsiz nimetiyle kuşandığında kırgın yüreğim, bir dilekçe doğur tüurm duygularım akıp gittiği yerde…

    İstesem de istemesem de ah etsem de etmesem de, insan kalbinin zembereği titrediğinde titrer kâinat, titrer kalbimin üzerindeki el… İçli bir dua olur o iç çekişler, hiç bir şeyi zayi etmeyen elbet ziyan etmez benim gönlümü…

    Ömür bir göç hikâyesiyse eğer, her hikâyede görecek insan kendi kadim sonunu…

    Ben de göreceğim kendi ellerimle yazdırıldığım sonumu…”

    Yazar Mustafa Sabri Beşer Bu Kitap Anamı Ağlattı adlı eserini novelle tarzında kaleme almış. Bir iç hesaplaşma ve bir devinim fırtınasına dönüşen kelimeler ile örülmüş cümlelerde sizinde payınıza düşecek yolculuklarla karşılaşacaksınız.

FİLMLER

Filmler

SANATÇILAR

Sanatçılar

MÜZİKLER

Müzikler

SOKAK FOTOĞRAFCILIĞI

Sokak Fotoğrafçılığı

İLETİŞİM

Gelecekte herhangi bir yardıma ihtiyaç duyularsa benimle iletişime geçmekte özgür olun

  • E-Posta

    msbeser@msbeser.com